İstanbul 18. Sulh Ceza Mahkemesi, Twitter’dan manken Nilay Dorsa’ya ”tehditte bulunduğu” gerekçesiyle bir sanığın 5 ay hapis ve ”hakaret ettiği” gerekçesiyle de bin 500 TL para cezasına çarptırılmasına karar verdi. Verilen hükmün açıklanmasının 5 yıllık denetimli serbestlik şartıyla geri bırakılması kararlaştırılan bu dava, Türkiye’de Twitter üzerinden yapılan tehdit ve hakaret suçlamalarına ilişkin hapis cezası verilen ilk dava olma özelliği taşıyor. Mahkeme, verilen hükmün açıklamasını 5 yıllık denetimli serbestlik şartıyla geri bıraktı

Yargıtay 13′üncü Hukuk Dairesi, kimlik bilgilerini kontrol etmeden Seyit Yılmaz’ın GSM hattını iptal eden ve hesaptaki parayı hackerlar tarafından başka bir diğer hesaba aktaran banka aleyhine verilen kararı onadı.

Antalya’da ikamet eden Seyit Yılmaz’ın 2009 yılında hesabında bulunan para hackerlar tarafından internet şubesi şifreleri kıırlmış ve Yılmaz da olayın sorumlusu olarak gördüğü bankayı mahkemeye vermişti. Mahkemenin Yılmaz’ı haklı gördüğü davanın sonucu Yargıtay’da da değişmedi.

Siyasiler kanadında yeni anayasa tartışmaları süredursun, bir grup yüksek lisans öğrencisi “crowdsourcing”, yani Wikipedia’nın oluşumundaki mantığa benzer bir yöntemle yeni bir anayasa yazmak için kolları sıvadı.

Tüm Twitter kullanıcılarının son zamanlarda çektiği sıkıntılardan en önemlisi spam tweet konusudur. Bazı sitelerin kontrolünde bulunan ve kullanıcılar arasından bot olarak bilinen Twitter hesaplarından otomatik olarak gönderilen tweetler, diğer kullanıcılara gönderilen linklere tıklamasını ve uygulamaları istemeyerekte olsa yüklemelerine neden olmakta.

İngiltere’de, polis ve istihbarat servislerine vatandaşların internet kullanımını izleme imkanı verecek yasa tasarısı hükümetin gündeminde.

Herkes birgün mutlaka ölecek. Bunun için vasiyetname bile bırakıyoruz. Peki ama sosyal medya (facebook, twitter vb) ya da diğer sanal malvarlıklarımız için birşeyler düşünüyormuyuz?Facebook’ta 5 milyondan fazla hesabın vefat etmiş kişilere ait olduğu tahmin ediliyor. Peki kullanıcının hayatını kaybetmesi durumunda sosyal medya platformları ne yapıyor? Tek derdimiz de o mu kaldı? demeyin. Türkiye’de Facebook kullanıcı sayısının 31 milyonu, Twitter kullanıcılarının 4 milyonu geçtiğini düşündüğümüzde oldukça önemli bir kitleden bahsettiğimizi söyleyebiliriz. Bugün dünyada yedi insandan biri sosyal medya araçlarını kullanıyor ve bu sayı her gün giderek artıyor. Sosyal medya aracılığıyla hayatımızdaki birçok özel anı internete taşıdığımızı da unutmayalım. Bu paylaşımlar, vefat edenlerin ardında kalan dostlar ve aile fertleri için acı bir hatıra olabilir.

Facebook yetkilileri, ABD hükümeti ile yaptığı bir anlaşma sonucunda; “Facebook” sosyal paylaşım sitesi, tüm mahremiyet haklarına erişim hakkını ABD hükümetine de veriyor.

Son kullanıcı açısından olaya bakarsak, bu olay tüm gizlilik konularının daha basitleştirilmesi için çok önemli rol oynayacak gibi görünüyor. “Facebook”, Google ve Twitter‘ın yolundan giderek bu anlaşmayı imzaladı ya da imzalamak zorunda bırakıldı. Özellikle son olarak Google’in “Gmail Hesapları” için gönderdiği son mail, gizlilik konusunda kullanıcıları çok düşünüdürmüştü.

Eser Korumasında Elektronik Damga Dönemi

Çoğu eser sahibi, ortaya çıkardıkları bir eseri nasıl koruyacaklarını düşünüyorlar. Yazı, fotoğraf gibi bir çok eser olsun hepsinde notere gidip bir çok para verip notere tastikletmek, herkesin maddi durumu elvermemesinden dolayı mümkün olmuyor. Tasdix ile bunu çok ucuza yapabiliyorsunuz!

Herkesin bildiği üzere “Sosyal Medya” adı altında “Facebook”, “Twitter” gibi bir çok sosyal ağ hayatımıza girdi ve yaygınlaştı. Tabi ki bunun yanında hırsızlıkların büyük bir bölümüde artık internet üzerinden yapılmakta ve bu konuda kullanıcıların ne yapması gerektiğini pek fazla bilmemektedir.

Artık günümüzde  hemen hemen bütün bilgisayar şirketleri yeni satacakları bilgisayarlarda  Windows XP/Vista/7 işletim sistemini zorunlu hale getirmiş durumdalar.  Kullanıcıların Windows ya da Linux(açık kaynak kod yazılımlar) olup olmamaları üreticileri pek ilgilendirmiyor. Bu tüm mağazalar için geçerli. Kullanıcların bir Linux (açık kaynak kodlu yazılımlar) kullanıcısı olup olunmadığı da umurlarında değil. Ülkemizde TÜBİTAK desteğiyle, Türkiye’nin yazılımı olan PARDUS varken, TC devlet daireleri bile milyonlarca dolar verilip, Microsoft yazılımı alınmakta. Aynı şekilde Office programları alınmakta, açık kaynak OpenOffice programı varken, bunun çok fazla dillendirilmemesi garip bir olaydır. Aslında bunun artık kısmen çözümü bulunmuş durumda;