İstanbul’da 24 Saat Sanal Devriye Dönemi

Bugün okudum aslında. Önce beyenatı veren görevli için güldüm. Fakat daha sonra düşündüğümde terim tabir olarak kullanmasını haklı gördüm. İstabul Emniyet Müdürlüğünden Asayiş Şubesinden bir kişi söylemiş “İnternet ortamında 24 saat sanal devriye yapan görevlilerimiz var. Suça karışan kişileri yakalamakla görevli dışarıda görev alan ekiplerimiz, şüphelilerden elde edilen delillerin (CD, DVD, flash bellek, harici disk, hard disk, cep telefonu ve dijital verileri barındıran her türlü cihazlar) incelendiği dijital delil inceleme laboratuvarımız, teknik inceleme yapan ve bilirkişi raporu düzenleyen görevlilerimiz, tahkikatta çalışan görevlilerimiz olmak üzere konusuna hakim ve tecrübeli toplam 36 personelle çalışıyoruz.”  Ayrıca Bilişim Suçları Şubesininde Asayiş Şubesi ile ortaklaşa çalıştığıda bizler için sevindirici bir durum.

İnternet Erişim Engelleme ve 5651 Sayılı Kanun Çalıştay’indaki Alınan Kararlar

Tüm katılımcıların 3 gün boyunca, sabahtan akşama kadar büyük bir özveri ile çalıştığı “Erişim Engelleme ve Bilişim Suçları” konularında devrim niteliğinde bir referans karar metni çıkarılmış. Tespit edilen 94 madde üzerinde 3 gün boyunca çalışan, 40 farklı kurumdan 65 kişinin oluşturduğu sonuç belgesi de “Kartepe Kriterleri” başlığı ile yayınlanmış.

Sonuç olarak, Türkiye Bilişim sektöründe Dünya’daki sayılı isimler arasında olma yolunda ilerliyor ve bunu Bilişim Hukuku konusunda atılacak adımlar da takip edecektir.

2.İnternet İçerik Düzenleme” Çalıştay’ının sonunda yapılan çalışmalar çerçevesinde hazırlanan ve yayınlanan “Kartepe Kriterleri” şöyle:

Bilisim Dünyasi ve Hukuk Iliskisi

Artık bilindiği üzere hukuk ve bilişim dünyasının yolları kesişmiştir. 70’li yılların sonlarında IBM (International Business Machines) ilk kişisel bilgisayarı geliştirmesiyle birlikte internet üzerinden işlenen suçlar başlamış oldu. Böyle bir olgu geçmişte olmamasına rağmen şimdilerde hukuk fakültelerinde, kolluk kuvvetlerinde (Bilişim suçları polisi gibi), devletin diğer kurum ve kuruluşlarında yer edinmeye başlamıştır bu konu.

Bu “Bilişim Dünyası ve Hukuk İlişkisi” konusu geçmişte mahkemelerde bilinmemekte, dahası ilgili savcı ve hâkimler İnternet’teki sitelerin nerede barındırıldığı, alan adlarının nasıl alındığı, ip adresi gibi en alt düzeydeki bilgilere bile sahip değillerdi. Ne yazık ki adli düzeyde üst mevkilere gelmiş kişiler, internet dünyasına varsa ailesindeki çocuklarından duymaktaydılar. Hayatımıza sosyal medya girmesiyle –ki bu üzüntü vericidir – adli mecradaki kişiler yüzlerini internete döndüler. Tabi ki bu sıkıntıyı birileri gördü ve Adalet Bakanlığı nezdinde “Yargı Bilişim Kurumu Başkanlığı” ve “Ulusal Bilgi Güvenliği Teşkilatı” kurulması için 24. Yasama Dönemi’nde bu konu üzerinde çalışmaların başlandığı şeklinde duyumlar alınmakta…

Arama
RSS
Beni yukari isinla